Bu yıl Ağustos ayında çıkışını gerçekleştirmiş oyunla ilgili önemli detayları size aktarmak için hazırladığım yazıyı umarım keyifle okursunuz.
Öncelikle, bir önceki oyunla hemen hemen aynı diyebilirim oyun için. Sürekli oyunun kendini tekrar etmesi Tomb Raider imajına verilecek bir zarar olacaktır diye düşünüyorum. Oyunda alışık olmadığımız bir şekilde Tomb Raider’in bir kez daha önüne geleni “doğraması”nı izliyoruz.
Tomb Raider Legend oyunu haricinde daha sonra çıkarılan oyunların ne hikayelerini ne de işleniş tarzını iyi bulmadığımı söylemeliyim. 2013’te çıkan ilk oyunun hikaye olarak benzeri ve yalnızca grafikleri daha iyi şeklinde bir düşünceye sahibim.
Tomb Raider’in bildiğimiz gibi hep kendine has bir havası olmuştur, bunu sıkı takipçiler için söylüyorum tabii ki ancak yeni çıkarılan bu oyun ile popüler aksiyon oyunlarına özenilmiş ve onlar gibi olunmaya çalışılmış fakat bu Tomb Raider’i maalesef sıradan bir oyun konumuna getiriyor ve Microsoft’un da içinde bulunduğu ortaklığın bu kez çok fazla kar yapamadığını ve zaten başından beri yapamayacaklarını söylemeliyim.
5 günde oyunu bitiren bir Tomb Raider sevdalısı olarak, benim için yine de oynanabilirliği vardı. Ancak paldır küldür girdiğimiz çatışma sahnelerine içinde vuruşu hissedemiyorum, karşımızdakine vururken o vuruş hissi neredeyse yok. Başlarda heyecanlı gelse de sonra sadece koşmaya dayalı görevler heyecan vermiyor. Mekan ve düşmanlar belli başlı, sadece kış ve kar yağmış mekanlarda geçiyor oyun. Yan karakter bakımından da kısır kalan hikayede grafikler bahsettiğim gibi 2013 oyunundan tabii ki daha iyi, sesler ve detaylı karakter çizimleri de oyunun artı yanları.