7 Şubat 2017’de çıkışını gerçekleştiren oyunda, İngilizce ve Almanca’ya arayüz, seslendirme ve alt yazı olarak tam destek sağlanırken, Fransızca, İspanyolca ve Rusça’ya arayüz ve alt yazı desteği sağlanıyor. Türkçe ise maalesef oyunda desteklenen diller arasında yer almıyor.

Hikaye, bir kaza sonucu olarak gezegene düşmemiz ile başlıyor. Hikayenin devamı da tahmin edebileceğiniz üzere yabancı gezegeni terk etmek üstüne olacak. Başlangıçta yanımızda yalnızca gemimizin yapay zekası var. Başka hiçbir şey bize yardımcı olmayacak. Kontrolünü üstlenmiş olarak gösterildiğimiz ION da bahsettiğim geminin mobil bir ünitesi olarak karşımıza çıkıyor. Yapay zeka, kurtulmak için bize birkaç yol sunmaya çalışacak ve biz de bu yolları üstün bir şekilde düşünüp, değerlendirerek kullanmaya çalışacağız. Aynı zamanda gezegende yine unun için gerekli olan malzeme ve kaynakları da bulmak durumundayız. Bu arada ortaya oldukça komik ve hoş diyaloglar da çıkıyor. Ama diyalogda bulunduğumuz ION değil. Çünkü ION zaten konuşamıyor, konuştuğumuz kişi yapay zekanın ta kendisi..

Oyunu, üçüncü kişi bakış açısından oynuyoruz. Oynayış üzerine gitmemiz gerekirse, temel olarak gezegeni keşfetmek ve bulduğumuz kaynaklardan işimize yarayacak şeyler üretmek ve gayet basit bir dövüş sistemi üzerine kurulu dememiz yeterli olur. Diğer hayatta kalma oyunlarından ekstra bir farklılığı olmadığını da belirteyim. Bir kere bile bu tür bir oyun oynadıysanız -en basitinden minecraft- kesinlikle bu oyuna yabancılık çekmezsiniz.

Hayatta kalabilmemiz için üç temel unsura dikkat etmemiz gerekiyor. Bunlardan ilki enerjiniz. Pil üreterek ikmal ettiğiniz enerjiniz; daha hızlı hareket etmenize olanak sağlarken, aynı zaman da bazı silahları kullanmanız için de gerekiyor. Eğer benim gibi gideceğiniz yeri bulmakta benim gibi zorlanmazsanız çok eksikliğini hissetmiyorsunuz. Yani güdük kalmış bir unsur olduğunu söyleyebiliriz.

Oyunda başka bir hoşluk ise ikinci mobil robotumuz ANI’nin düşmanlarla mücadele derken ara sıra gelip bize yardım etmesi olmuş. Robotumuz, sadece koruduğumuz bir karakter değil aynı zamanda bize de fiil olarak destek olan bir karakter olması oyuna hoş bir hava katmış.

Bu bahsettiğim olay zaman zaman oluyor ve ANI adlı robotumuz her işini maalesef kendi başına göremiyor. ANI’nin sağlamlılığına (integrity) ve korozyon (corrosion) seviyesine dikkat etmeniz lazım. Ayrıca onu zırhlandırmak ve silahlandırmak da zorundasınız. Ayrıca oyunun bir bölümünden ANI’yi bir bebek gibi taşımak zorunda kalışımız beni sinir etmedi değil.

Görevlere baktığımızda, oyununun bu seviyede oldukça kıt olduğunu belirteyim. Görevlerin neredeyse hepsi amelelik gerektiren işler. Gerekli malzemeyi üret, kaynak bul, tamirat yap.

Phoning Home’un, alienlar ile tarih öncesinden kalma izlenimi veren yaratıkları aynı oyunda sunması garip olduğu kadar anlamlı da. Oyunu oynarsanız hikayede bu durum gayet anlamlı hale geliyor. Bu düşmanlarla mücadele dediğim gibi ya kaçmak ya da dövüşmek üzerine kurulu.

CEVAP VER