28 Kasım 2016’da çıkışını gerçekleştiren tek oyunculu oyunda, İngilizce’ye arayüz, seslendirme ve alt yazı olarak tam destek sağlanırken Fransızca ve Macarca’ya ise arayüz ve alt yazı desteği sağlanıyor. Oyunda başka bir dil ve Türkçe desteklenmiyor.
Oyunda, bir kitabın sayfalarında bırakılan mesajlarla birlikte gizli ve büyülü bir dünyaya atılıyoruz. Kayıp bir uygarlığın sırlarını araştırıyor, yazılarını ve numaralandırma sistemini öğreniyor, birçok bulmaca çözmeye çalışıyoruz. Pirinç jeneratörleri, dengeleme terazileri ve tuhaf simya ekipmanlarının yanı sıra kara kalem ile çizilmiş ipuçları bize yardımcı oluyor. Eğer Myst oyunlarını oynadıysanız büyük ihtimalle – Undying Thoughts oyunundan da zevk alacaksınız. Ayarları, görünüşü, hikayesi ve bulmaca türleri hemen hemen birbirine benziyor.
Ancak Myst oyunları ile Quern – Undying Thoughts oyununu karşılaştırdığımız zaman Quern – Undying Thoughts‘ın Myst oyunlarından çok daha kolay ve grafik yapısıyla basit bir oyun olduğunu görebiliriz. Buna rağmen bulmacalar oldukça iyi. Ancak oyunun kesinlikle Myst’den esinlendiğini söyleyebiliriz.
Oyunun özgünlük eksiği belki de en büyük eksiği. Ancak bunun dışında Her seferinde birer alandan, doğru sırayla sizi yönlendiren klasik bulmaca oyun kupaları var. Tüm kapılar her bulmaca oyununda olduğu gibi tek bir anahtar yardımı ile tek bir yöne açılabiliyor. Fakat doğru anahtarı veya kolu bulsanız bile doğru olabilecek yönden yaklaşmazsanız kapı sürekli olarak kilitli kalacaktır. Bu da oyuncuları oldukça yanıltan bir özellik olmuş.
Kara kalem ile çizilmiş eskizlerden yukarıda bahsetmiştim. Bunun güzel bir fikir olduğunu söyleyebiliriz ancak hayata kötü geçirilmiş. Hani derler ya, “Düşünce güzel, uygulama kötü.” Bu defter için de aynısını söyleyebiliriz. Oyundaki eskizlerin görüntülerini kaydetmek için ise P tuşuna basabiliyorsunuz.
Oyunda neredeyse her bulmaca oyununda olduğu gibi temel problemler bulunuyor. Örneğin: Bir kristal laboratuvarındayım ve bir kristal almayı bekleyen jeneratör kürekleri ve elektrotları bulunan kristal test ekipmanları var ve oda muhtemel görünümlü kristallerle dolu, ancak hepsi arka plan kristali.. Umarım sorunu anlatabilmişimdir.
Oyuna yüzeysel yönden baktığımızda güzel bir oyun diyebiliriz ancak Myst serisini oynamış oyuncular anlayacaktır ki çakma bir “Myst” oyunu olmuş. Hareketli su animasyonlarının oyunlarda oldukça zor işlendiğinin farkındayım ancak bu oyunda bulunan su animasyonu gerçekten berbat. Hatta 1990’lı yıllarda piyasaya sürülen Tomb Raider oyununun su animasyonundan bile kötü.
Oyunu dikkatli bir şekilde incelediğimiz ufak ufak grafik hataları göze çarpıyor. Örneğin oyunda bulundaki halatın dokusu.. Amatörce hazırlanmış bir oyuna benziyor. Kameranın açısının da mesafesinin de kötü olduğunun düşüncesindeyim. Ufak bir kurcalama yapmama rağmen bunu değiştiremedim ve bunu da eksiklik olarak belirtme gereği duyuyorum.
Genel olarak değerlendirmede bulunduğumuzda, oynanabilir fakat fazla irdelenemeyecek, irdelenirse kötüleşecek bir oyun ortaya çıkmış.